English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | clam chowder n. | deniz tarağı çorbası | ||
Tom ate a bowl of clam chowder. Tom bir kase deniz tarağı çorbası yedi. More Sentences |
English | Turkish | |
---|---|---|
Gastronomy | ||
Gastronomy | new england clam chowder n. | istiridye, soğan domuz eti, patates ve süt ile yapılan koyu bir çorba |
Gastronomy | manhattan clam chowder n. | istiridye, domates ve çeşitli diğer sebzelerle yapılan baharatlı bir çorba |